Ana içeriğe atla

Kayıtlar

İnsanın Radikalleşmesi

    Evet sevgili insanlar       Uzun bir aradan sonra tekrar yazmaya kendimi hazır hissettim .Çok yorucu bir yaşama sahibiz. Günlük işlerimiz bir türlü bitmek bilmiyor. Hep bir huzur hayali içerisinde yaşıyoruz. Huzuru saglamak için de düşünce dünyamıza yeni şeyler eklemek gerekir.      Kendimize yeni parçalar, ürünler, bilgiler eklemeliyiz. Ama çogumuz bunu beceremeyiz . Doğdugumuzda önümüzde buldugumuz parçaları kullanırız  kolayımıza gelir. Düşünce alemimiz aynı bu şekilde ne yazık ki hazır kolaycı bilgilerle dolu. Bu kötü birşey değil ama bize verdiği zararlardan birine yani radikalleşmemize neden olmaktadır.    Radikalleşme görüşte aşırılaşma yani belli bir süreden sonra aynı görüşü fanatikce savunlaşma dır. Bunun yıkıcı etkileri çok fazla oldugnu görüyorum . Ben de bir insan olarak aynı sorunları yaşadım umarım bu duruma sonraki insanlarda farkına varır.      Kendi savundugun fikrin dogru olduguna inanabilrsin ama bu fikir her zaman, her fikre karşı doğru olmayabilir. Eğer kendi
En son yayınlar

Malezya'da Ki Yolsuzluk

Malezya 'da uzun süredir önemli gündem maddelerinden biri olan  Malezya Kamu Kalkınma Fonu (1MDB)  yolsuzluğu, "ülkenin en büyük yolsuzluk skandalı" olarak tarihe geçti. 2015'te ortaya çıkan ve  eski Başbakan Necip Rezak  yönetimince soruşturulması önlenen, 9 Mayıs 2018 genel seçimlerinde iktidarın el değiştirmesiyle tekrar soruşturulan 1MDB yolsuzluğu, Necip Rezak'ın yargılandığı bazı suçlamalardan hüküm giymesi ve yurt dışına kaçırılan fonlardan büyük bir kısmının Malezya'ya geri iade sürecinin başlamasıyla yeniden ülkenin gündemine oturdu. 1MDB skandalı, Malezya siyaseti ve ülke halkının siyasete bakış açısında yol açtığı değişimler nedeniyle de önemli yer taşıyor. Malezya Kamu Kalkınma Fonu, Necip Rezak'ın başbakanlığında Temmuz 2009'da "Malezya'nın kalkınması için yeni fikirler ve mali kaynaklar üretme" hedefiyle kuruldu. Dönemin hükümeti, 1MDB'nin sermayesini artırmak üzere Eylül 2009'da uluslararası petrol şirketi PetroSaud

Vergi Cenneti Kredisi

15 Ocak 2021 Çiğdem TOKER Ziraat Bankası'nın, “vergi cenneti” diye isimlendirilen ülkelerden biri olan Virgin Adası'nda kurulmuş şirkete 1.6 milyar dolar kredi kullandırdığı Sayıştay raporuyla ortaya çıktı. Daha doğrusu Erdoğan Süzer imzasıyla ilk defa Sözcü'de yer aldı.Bazı haberleri bir defa yazıp geçmek yetmez. Bu ölçekte bir kredinin, verildiği tarihte kamu bankası olan banka tarafından “vergi cenneti” şirketine kullandırılması kamu kaynaklarını ve gelir dağılımını yakından ilgilendiriyor Tam da bu nedenle daha sık ve geniş ölçekli tartışılmayı hak ediyor.Büyük kredinin kısa öyküsü Sayıştay raporuna göre şöyle: 1.6 milyar dolar tutarındaki kredi 2014'te tahsis edilip aktarıldı. 3 yıl ödemesiz 10 yıl vadeliydi. 2017 Temmuz'unda ödemesiz dönem sona erdi ama ilk taksit ödenmedi. Bir yıl ertelemeye gidildi. Rapora göre gecikmiş son 3 yıllık anapara taksidi ile faizleri tutarı toplamı 726.5 milyon dolar düzeyine çıktı. Mayıs 2020 itibarıyla kredi anapara ve faiz öde

Enflasyon Vergisi

HERKES ENFLASYON VERGİSİ MÜKELLEFİDİR Nasıl olsa parası benden çıkmıyor sanıp, ikide bir “devlet yapsın, devlet versin” demekten vazgeçelim. Bilelim ki; “devletin parası yoktur; milletin parası vardır.” Bırakın kendi parasının olmamasını,  bizatihi devlet bir para yutma canavarıdır.  “Devlet, halktan cebren para toplama tekeline sahip bir örgüttür”. Adı belli vergi toplamakdevletin yasal hakkıdır. “Devlet baba”nın yaptığı her sarfı, gurur kaynağımız itibar harcamaları dahil “millet ana” öder. Bunun bir kısmı da kod adı “enflasyon” olan yasa dışı bir vergiyle olur. Enflasyon vergisini de millet, çarşıdan kereviz, lahana, domates, yumurta, yağ, et ve süt alırken öder.  Sonra kim yapıyor bu zamları der? Son söz: Enflasyon, faiz artınca değil; israf azalınca düşer.  EGE CANSEN

Yaşam Üzerine

İnsanlar ihtiyaçları belirlenmiş ona göre kurgulanmış robotlar gibidir . Kendimizi özgür olarak görmek güzle gelir . Ne derece özgürüz acaba .  Yemek ,içmek ,ısınma , barınma vb ihtiyaçlarımızı özgür irademizle bir yere kadar kontrol ederiz . Bu alana özgürlük girmesi imkansıza yakın . Kendimizi aç koydugumuzda katlanabilecegimiz düzey bellidir . Ve o düzeyi aşmak istedigimizde hastalık daha da fenası ölümle karşılarız . Bu alanda bedenimiz özgür değildir bence . Fiziksel olarak yaşadığımız evren özgür irademizi fiziksel olarak sinirlandirmistir. Özgür bir birey kendi özgürlüğünü bilerek isteyerek bitirebilir mi ?. Bu özgür lük için özgürlüğü öldürmek olmuyor mu? Bahsi geçen konuda epeyce düşünmeme rağmen özgürlüğümüzü kendimiz yok edersek özgürlüğe karşı suç işlemiş oluruz düşüncesine  ulaştım . 

Serbest Düşünce Serbest Yazı

Merhaba arkadaşlar . Türkiye'de dünyaya gelip tam anlamıyla mutlu olabilen yoktur sanırım .  Hayatımızın ilk dönemlerine  başladığımızda herhangi bir konuda fikrimiz olmadığı için dünyayı hep toz pembe görüyoruz . Ama zamanla yaşamı ve zorluklarını yaşıyoruz görüyoruz ve hissediyoruz . Bu durum bizi yorsada zamanla direnç kazandiriyor bu sayede aşılanıyoruz .  Bilgi birikimlerimiz artıkça diğer yaşamlar gördugumuzde ,öğrendiğimiz de kendimize bakışımız daha farklı hale geliyor. Bu sayede kendimizin mükemmel olmadığını görmüş oluyoruz . Bu biraz inciriyor bizi ama beynimizde ki rasyonellik ağır basacak tır zamanla .  Ülkemizin gidişatı hep inişli çıkışlı ,yokuş aşağı yokuş yukarı olmuştur . Bu durumun sebeplerini okuyucularimla düşünmek istiyorum . İnsanlar aklındaki yada hedefindeki mükemmelliğe ulaşmak ister . Ama o kadar çok farklı yollardan doğruya varıldığı insan hep hakikati arar 

Başlamak

Öncelikle merhaba . Yeni açmış olduğum bir blog . Henüz ne yazacağım konusunda belirlemedim . Zamanla umarim kendimi ifade edebilirim . Kendimi tam olarak size anlatmak isterim .  Bloğum da şuanda hangi konuda yazılar yazacağımı netlestirmedim . Zamanla konular netleşir umarim.  Siyaset bilimi ve kamu yönetimi alanında mezuniyetim var belki bu konuda bahsedebilirim. Şimdiden teşekkürler..